200 kişiyi aşkın bir heyetle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç ülkeyi kapsayan Körfez iş seyahatine katılan Türk iş dünyası, değerli iş temaslarıyla döndü. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) konut sahipliğinde Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen iş forumları ve yapılan ikili görüşmeler, Körfez cinsinin katma bedelini artırdı. Müteahhitlik, gayrimenkul, sanayi, tarım, besin, lojistik ve finans bölümlerini temsil eden Türkiye heyetindeki iş insanları bilhassa Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ağır ilgi gördü.
Körfez iş gezisini Yeni Şafak’a pahalandıran Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Lideri Nail Olpak, her üç ülkede düzenlenen toplantılarda uzlaşmaya varılan kıymetli iş birlikleri olduğunu söyledi. Yalnızca özel dalda faaliyet gösteren firmaların toplamda 27 muahedeye imza attığını belirten Olpak, “Bunlar şimdilik imza altına alınan işbirlikleri. Ziyaret boyunca yapılan ağır iş görüşmelerden yeni mutabakatlar da çıkar. Toplam bir sayıdan bahsetmek imkansız lakin, 30 milyon dolardan 150 milyon dolara kadar değişen sayılarla mutabakatlar imzalandı. Devamında daha bol sıfırlı muahedeler gelecek. Öngördüğümüz yeni yatırımlar bu yıl başlar ve yaklaşık bir yıl müddetle artarak devam eder” dedi.
Bu iş birliklerinin resmi kurumların yaptığı mutabakatların dışında olduğunu tabir eden Olpak, “Enerjiden besine, inşaattan sıhhate, bilgi teknolojilerinden güce ve başka sanayi alanlarına varıncaya kadar geniş bir yelpazede işbirlikleri gelişti” diye konuştu. Kamu kurum ve kuruluşlarının da kıymetli işbirliklerine vardığına dikkat çeken DEİK Başkanı Olpak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başşehri Abudabi’de imzalanan 5,7 milyar dolarlık mutabakatların hepsinin kamuya ilişkin olduğunu söyledi.
Üç ülkedeki iş dünyasının Türkiye’ye ilgisinin ve Türkiye’ye yatırım yapma niyet ve iştahının net olduğunu kaydeden Olpak, şu değerlendirmede bulundu: “Tabii bundan sonraki adımlar, karşılıklı olarak atılacak adımlardaki ayrıntılarda batındır. İştahı çok sıcak gördük. Bu hem Türk tarafında vardı, onlarda da net bir biçimde ortadaydı.”