ANKARA (İGFA) – DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, 27 Ocak Cumartesi günü Sakarya’da bir toplantı düzenledi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi lider adayını ve ilçelerindeki adayları da tanıtan Babacan, yaptığı konuşmada ülkenin geldiği yeri görüntülerle ve grafiklerle anlattı; Merkez Bankası’nın durumuna, ülkedeki enflasyonun sebeplerine ve iktisat devrindeki icraatlarına değindi.
Şah Cihan’ın Tac Mahal’i yaptırma öyküsüyle insanlara seslenen Babacan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“Bu ülkede ne vakit Merkez Bankası hükümetin talimatıyla hareket etmiş, enflasyon düşmemiş arkadaşlar. 34 yıl boyunca bu ülkede enflasyon yüksek seyretmiş. Ne vakit ki biz geldik, Merkez Bankası’nı hakikaten bağımsız çalıştırdık, enflasyon tek haneye indi ve yıllarca tek hanede seyretti. Hatırlayın o günleri. Ne vakit Merkez Bankası’nın iplerini eline aldı, enflasyon bir arttı, o gün bugündür de inmiyor, düşmüyor.”
“YOLA BİR ARADA ÇIKTIĞIMIZ SAYIN ERDOĞAN KELAMINDAN DÖNDÜ”
“Yola birlikte çıktığımız Sayın Erdoğan kelamından döndü. Evet, kelamından döndü. En başta milletimize beraberce taahhüt ettiğimiz prensiplerden; haktan, adaletten, eşitlikten vazgeçti. Herkesin zenginleştiği bir Türkiye yerine, küçük çıkar kümelerinin zenginleştiği bir metoda yanlışsız dümeni kırdı. Tıpkı en başta anlattığım Şah Cihan üzere.”
“BAKANLAR, ‘SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATIYLA’ DEMEDEN LAF EDEMEZ HALE GELDİLER”
“Sivil topluma parmak sallıyor. İş dünyasını sindiriyor. İktisat idaresinin üzerine endişe salmış durumda. Ya bakanlar, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla’ demeden laf edemez hale geldiler ya. Arkadaş, sizin hiç kendi ürettiğiniz bir şey yok mu? Robot musunuz ki cumhurbaşkanı düğmenize basınca hareket edip iş yapıyorsunuz?”
“BAĞIMSIZLIĞI UĞRUNA KENDİMİ SİPER ETTİĞİM MERKEZ BANKASI’NA RAKİBİYMİŞ ÜZERE SALDIRMAYA BAŞLAMIŞTI”
“Bağımsızlığı uğruna kendimi siper ettiğim Merkez Bankası’na güya rakibiymiş üzere saldırmaya başlamıştı. Yahu, bir ülkenin başındaki kişi, bağımsız bir biçimde çalışmasının ülke iktisadı için mutlak mecburilik olduğu bir kuruma saldırır mı? Bu mu vatanseverlik? Bu mu ülkeseverlik?”
“O KADAR İLERİ GİTTİ Kİ KAYBETTİĞİ SEÇİMLERİ TEKRAR ETTİRDİ”
“İnsanların kendisine ne için dayanak verdiğini unuttu arkadaşlar. Farklı tüm sesleri kıstırdı kıstırıyor. Demokrasi bu mu ya? Seçimlere müdahaleyi yasal kıldı. O kadar ileri gitti ki kaybettiği seçimleri tekrar ettirdi. Demokrasi bu mu? Geldiği yeri unuttu, kendini unuttu, mahallesini-eşrafını unuttu. Etrafındakileri bir bir uzaklaştırdı, yok etti.”
“KENDİSİNİN TAM TALİMATLA YÖNETTİĞİ MERKEZ BANKASI PERİYODUNDA DÖVİZ KURU NEREYE GELMİŞ BİR GÖRÜN”
“Yıl 2015, çekmiş kılıcı Merkez Bankası’na saldırmaya başlamış, bana ve grubuma saldırmaya başlamış. O gün dolar kuru 2 lira 48 kuruş arkadaşlar. Bugün 30 lira 23 kuruş. Bugün hani, her kelamını dinleyen, kendisine bağlı Merkez Bankası var ya; 2017’den bu yana tam talimatla yönetiyor ya, kendisinin tam talimatla yönettiği Merkez Bankası devrinde döviz kuru nereye gelmiş bir görün.”
“O GÜN KYK BURSU 133 DOLAR, BUGÜN 66 DOLAR”
“Üniversite öğrencilerinin KYK bursu, dolara çevirip mukayese ettiğimizde, ki öğrencilerin birçok harcaması dolarla biliyorsunuz, defter-kitap alacak,kalem alacak dolar, kâğıt dolar, mürekkep dolar, bilgisayar alacak dolar, akıllı telefon alacak dolar. O gün KYK bursu 133 dolar, bugün 66 dolar. Feryat ediyor gençler ya. Bu burslarla biz tahsil hayatımızı sürdüremiyoruz diyor.”
“Türkiye 2023 amaçlarına ulaşamadı, çok gerisinde kaldı”
“Gözümüzü 2023’e, Cumhuriyetimizin 100. yılına, çok daha büyük başarılarla girmeye diktik. 25.000 dolarlık ulusal gelir hedefledik. 500 Milyar dolarlık ihracat hedefledik. Ama, ne oldu arkadaşlar? 2023 geldi, ulusal gelirde de, ihracatta da, maksadın lakin yarısında kaldık. Bakmayın bunların bütün olanları allayıp pullayıp anlatmasına. Şöyle yaptık bu türlü yaptık demesine. Sayılar ortada. Türkiye 2023 amaçlarına ulaşamadı, çok gerisinde kaldı.”
“DAMADININ DENETİMİNDEKİ GAZETEYE HER GÜN MANŞET ATTIRIYORDU, BENİM VE ARKADAŞLARIMIZIN ALEYHİNE”
“O vakitler bizler ağır bir halde ekonomiyi güçlendirmeye, demokrasiyi ayakta tutmaya çalışırken, Erdoğan beni ve grubumu maksat alıyordu. Kendi damadının denetimindeki gazeteye her gün manşet attırıyordu, benim ve arkadaşlarımızın aleyhine. Hepsi kayıtlarda.”
“ÜLKENİN MENFAATLERİNİ KORUMAKTAN VAZ MI GEÇTİNİZ?”
“Ülkenin menfaatlerini korumaktan vaz mı geçtiniz? Diyor ya, Merkez Bankası diğerine mı bağlı çalışıyor diyor; faiz %7,5 diyor. O devrin Merkez Bankası diğerine bağlı çalışmıyordu; kendi bilimine, aklına, ilmine, vicdanına bağlı çalışıyordu. Sanki diyorum, bugünlerde ülkeyi yönetenler mi diğerlerine bağlı hale geldi de, faiz %45’e çıktı diyorum.”
“ÜLKEYİ YÖNETME GÜCÜ YOZLAŞTIRIYOR”
“Biz AK Parti’nin kuruluşunda, akitnâmesinde üç periyot dedik. Genel liderin müddeti üç periyot dedik. Niçin yazdık bunu? Kendi de pek güzel biliyor. Bunu da her yerde anlattık. Zira uzun mühlet birebir vazifede kalmak insanları bozuyor, güç zehirlenmesi denen bir şey var. Ülkeyi yönetme gücüyozlaştırıyor. Çok uzun müddet kullanılırsa yozlaştırıyor. Hele hele mutlak güç, kesinlikle yozlaştırıyor.”
ALİ BABACAN’IN KONUŞMASININ GİRİŞİNDE ANLATTIĞI, ŞAH CİHAN’IN ÖYKÜSÜ:
“Bugün size bir kıssa anlatacağım. Şah Cihan ve Mümtaz Mahal’in öyküsü. Babür İmparatoru Şah Cihan, çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal’i kaybetmiş. Eşinin mezarının olduğu yere hoş bir türbe yaptırmak istemiş… Eşine sevgisini gösterecek, bu türlü görkemli bir türbe. Gitmiş, en âlâ mimarları getirmiş, ülkedeki en pahalı taşları eşi için toplatmış. Minareler kubbeler yükseldikçe, yapının azameti belirmeye başladıkça, Şah mest olmuş, kendinden geçmiş. Şah, yapının azametinden o denli etkilenmiş ki, bu anıtı ne için yaptırdığını unutacak kadar kendini kaybetmiş. Anıt büyüdükçe mezar küçük kalmış. Kubbeler yükseldikçe, mezar ufacık kalmış. Şah bir türlü tatmin olmamış. Daha fazla sütun, daha büyük bahçeler derken, bakmış tabloda bir ahenksizlik var. Bir şey var onu rahatsız eden. Bir gün bu kubbelerden birinin üstüne çıkmış ve şöyle aşağı hakikat bakmış. Heyecanla ‘Heh, buldum işte’ demiş. Eşinin ufacık kalmış mezarını işaret etmiş: ‘Ahengi bozan şey bu. Atın mezarı buradan.’ Arkadaşlar, bu yalnızca Şah Cihan’ın kıssası değil, bu birebir vakitte Erdoğan’ın kıssası.”