Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, İndependent Türkçe’nin Youtube kanalında Cihat Arpacık’ın programına konuk oldu.
Davutoğlu, bir soru üstüne, “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar rastgele bir genel liderin kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı… Gün gelecek bu bahis konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu bahisler konuşulduğunda en sağlıklı kararı yeniden karşılıklı hürmet içerisinde 6 başkan birlikte alacağız” yanıtını verdi.
Ahmet Davutoğlu, gündeme dair özetle şu açıklamaları yaptı:
“GÜN GELECEK BU HUSUS KONUŞULACAK. HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN”
- (6’lı masada CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir blokaj var mı): “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar rastgele bir genel liderin kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı. Ortamızda aldığımız karar da seçim sürecine girmeden bu sorunun konuşulması Türkiye’deki ortamı bilhassa iktidarın yönlendirmek istediği algı bakımından olumsuz etkileyeceği istikametinde. Gün gelecek bu bahis konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu mevzular konuşulduğunda en sağlıklı kararı yeniden karşılıklı hürmet içerisinde 6 önder birlikte alacağız.
“HERHANGİ BİR BAKANLIK DAĞILIMI MASA İÇİNDE YAHUT DIŞINDA KELAM KONUSU OLMADI”
- Ne HDP’ye bakanlık ne de kendi ortamızda bir bakanlık dağılımı konusu gündeme gelmedi. Geçiş sürecinin temel prensipleri konuşuldu. Yani geçiş sürecinde nelere dikkat edilecek, hangi teminatlar, hangi birbirimize taahhüttüler kelam konusu olacak bu hususlarda fikir alışverişinde bulunuldu. Lakin geçiş süreci esnasında rastgele bir bakanlık dağılımı masa içinde yahut dışında kelam konusu olmadı…
- Bu mevzuda yapılacak yorumların altılı asanın iç ahengi açısından çok dikkatli yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu mevzuda yapılan yorumların erken ve işleyen sürece yarar getirmeyeceği kanaatindeyim.
“İZMİR’İN KURTULUŞU İSTİKLAL SAVAŞIMIZIN EN SON MÜHRÜDÜR”
- (Tunç Soyer’in İzmir’in kurtuluş gününde yaptığı konuşmayı sonrasında gelişen refleksleri nasıl değerlendiriyorsunuz)
“DÖNEMLER ORTASINDA ÇATIŞMALAR ÜZERİNDEN BUGÜNKÜ GENÇLERİ KUTUPLAŞTIRMAMAK LAZIM”
- (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sultan Abdulhamit’e hakaret edilirken Gelecek Partisi’nin sessiz kaldığı istikametindeki söylemleri): Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarih şuuru yalnızca sloganik bir tarih anlayışına sahiptir. Nitekim şayet bir tarih şuuru varsa istediği yerde Sultan Abdülhamit Han devri ile ilgili bütün hususları konuşabiliriz. Orada da yanlışlık var. Sultan Abdulhamit Han devrinde yetişen subaylardır İttihat ve Terakki yahut cumhuriyeti kuran subaylar. Bunlar birbirinden kopuk kesitler değil. Hiçbir devir altın devir değildi, hiçbir periyot de karanlık devir olarak görmemek lazım. Tarih gri bir alandır. Olumlu olumsuz taraflarıyla hepimiz bunu anlamalı ve bir devri altın periyot, öteki periyodu mutlak karanlık periyot diye isimlendirerek devirler ortasında çatışmalar üzerinden bugünkü gençleri kutuplaştırmamak lazım. O tarihin hepsi bizim. Sayın Erdoğan’ın o telaffuzunu duyduğumda yalnızca tebessüm ettim.
“TÜRKİYE, EGE’DE VE DOĞU AKDENİZ’DE ANTALYA KÖRFEZİNE SIKIŞTIRILAN BİR ÜLKE OLAMAZ”
- (Türkiye-Yunanistan ortasındaki gerginlik): Ben bu çatışmanın gerçek bir stratejik çatışmadan doğduğu kanaatinde değilim açık söyleyeyim. Türkiye-Yunanistan bağlantıları daima tansiyonlu oldu. Türkiye, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine sıkıştırılan bir ülke olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir deniz devletidir, kara devleti olduğu kadar… Türkiye caydırıcılığını lakin ve lakin söylediği kelamı yerine getirerek gerçekleştirebilir. Gelecek sene Yunanistan’da da Türkiye’de de seçim var. Yunanistan’da da Türkiye’de de seçimin erkene alınması ihtimali var. Neredeyse danışıklı dövüş üzere. Karşılıklı tehditlerle Miçotakis de oradan Türkçe ‘dayılık yapma’ üzere bir söz kullanıyor. Amerikan Lideri’nin ‘aptallık etme’ mektubu üzere ‘dayılık yapma’ diye Türkçe sözler ile kendi halkına oynuyor.