Pamukkale’nin yer altındaki gibisi olarak bilinen Kaklık Mağarası, 2002 yılında turizme açıldı ve beyaz travertenleri ile ünlendi. Mağara, Pamukkale’ye olan benzerliği nedeniyle “Yer Altındaki Bilinmeyen Pamukkale” olarak anıldığı belirtildi. Ayrıyeten mağaranın çabucak yanında bulunan ‘Kokar Hamam Pınarı’, yer altından kaynar halde çıkan sularıyla dikkat çekiyor ve bu suların cilt hastalıklarına âlâ geldiği belirtiliyor.
KÜKÜRTLÜ SULAR VE TRAVERTENLER
Kaklık Mağarası, Malı Dağı‘nın kalsiyum karbonat bileşimindeki traverten kayaçları içinde oluşmuş bir yapı olarak tanımlanırken mağara, faylar boyunca ilerleyen, yüzlerce metre derinlikten gelen kükürtlü ve karbonatlı jeotermal sularla şekillenen eşsiz bir tabiat olağanüstüsü. Mağaranın tavanındaki sarkıtlar ve damla taşları ise görsel bir şölen sunuyor.
ZİYARETÇİ SAYISINDA GAYE: 400 BİN
Ziyaretçi sayısının her geçen yıl arttığı Kaklık Mağarası, 2024 yılında 134 bin kişiyi ağırladı. Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, tanıtım çalışmalarına sürat verdiklerini belirterek, 2025 yılı için ziyaretçi sayısının 400 bin olmasını beklediklerini söz etti. Kepenek, Kaklık Mağarası’nın cilt hastalıklarına uygun geldiği ve yaz-kış sabit sıcaklıkta olan suyu ile özel bir turizm destinasyonu olduğunu vurguladı.
TURİSTLER ETKİLENDİKLERİNİ SÖYLEDİ
İstanbul’dan gelen tatilci Özgün Döker, Kaklık Mağarası’nın Pamukkale’nin oluşumunu daha düzgün anlamalarına yardımcı olduğunu belirterek, “Çok hoş bir yer, etkilendim” dedi. Rusya’dan gelen Amir Bakirov ise mağaranın benzersizliğinden çok etkilendiğini belirterek, “Dünyada öteki bir eşi yokmuş” sözlerini kullandı.
GÖRÜLMEYE KIYMET BİR TABİAT MİRASI
Kaklık Mağarası, sırf yeraltı güzellikleriyle değil, sıhhat açısından da turistlere yarar sağlıyor. Bu eşsiz mağara, hem tabiat severler hem de sıhhat turizmi arayanlar için değerli bir destinasyon haline gelmiş durumda.